Hep oruç tutarak aç olanların halinden anlayabileceğimiz söylenir.
Kısmen doğrudur, gerçi oruç fakirlere de farzdır.
Acaba körlük orucu da mı tutmak gerek?
Yılda bir gün gözlerimizi bağlasak akşama kadar nasıl olur?
Filmde kör bir çocuğun dramı anlatılıyor.
Aslına bakarsanız takıntılı bir babanın ruh hali anlatılıyor.
Film tam olarak körlüğü analiz ediyor diyemiyorum ancak izlenebilir bir film.
Zaten birçok kişi bu filmi izlerken ağladığını söylüyor.
Ben çok etkileyici bulmadım, zayıf ve yavaş bir film olduğunu düşünüyorum.
Bu arada film İran filmi. İran filmleri konuludur ve genel olarak tıpkı ABD filmleri gibi emperyal bir yönü vardır.
İran filmlerinde de iran’ın yerel kültüründen genel olarak bahsedilir, hissettirilir.
İran filmleriyle de Şia yayılmacılığı yapan bir filmdir. Bu filmi izlediğinizde Şia adına en ufak bir şey görmezsiniz. Kısacası bu İran’ın emperyal filmlerinden değil.
Bir başka husus ise filmin adı. Filmin adı neden cennetin rengi?
Filmi izledikten sonra bunu düşündüm. Birinci olarak çocuk kör. Görülmesi gereken en güzel şeylerde renkler ve cennet gibi şeyler olduğundan bu isim düşünülmüş olabilir.
Ölüm ve cennetle ilgili iki gönderme vardı filmde, bunlardan dolayı da cennetin rengi ismini vermiş olabilirler.
Ama bence bu ismi vermelerinin en büyük nedeni güzel çağrışım yapan bir isim olması.
Cumhuriyet Halk Partisi vekili olan Elif Doğan Türkmen’in faturası duyanları şok etti.
Devletin bütçesinden karşılanan bu fatura birçok insanın yıllarca hiç harcamadan çalışıp biriktireceği miktardan bile daha fazla.
Bu kadar fatura gelmesi için ne yapmak lazım bilmiyorum.
Ancak bildiğim tek şey biri bizi kazıklıyor.
Haber şöyle:
Anayasa değişikliğinin ardından tatile giren TBMM’de kulisler ilginç bir haberle çalkalanıyor. Haberleşme giderlerini TBMM’nin karşıladığı Başkanlık Divanı üyelerinden birinin 1 milyon 200 bin TL’lik faturası, Meclis’i karıştırdı. Divan üyeleri konuyu gündeme getirdi, ancak isim telaffuz edilmedi.